Sökülmüş görürsün yıldızları göklerden
Çünkü bilmek oldurmuyor hayalde tüten şehri
Kente baksan göreceksin sokaklar,
Ne de çirkin yüzleri yansıtıyor inceden
Oysa sızı, hep muhtaç ve susuz toprağa
Oysa insan
Oysa toprağa ve suya
Ve bilinmedik notlar uçuşturan rüzgara hep
Hep muhtaç cüce aynalarına
Kalbin ritmine aykırıysa yerleşke
Ah keşke
''keşke olsaydı böyle'' demenin anlamı ne?
anlamı ne hasretin, boş laflara sos atmaktan başka?
Kördüğüm kelepçe ve kepçe
İçimde özlemiyle o halkalı şehirlerin
yaşıyorum mazgallar ve duvarlar içerisinde
perdelerinde cin siluetleri,
bacalarında tüten garip uğultuyla
Balkonlarında riyayı çağrıştıran evlerde
Biçare ve bitap lakin umutla hemhal olarak
Astarlara hapsedilmiş güneşleri bekliyorum
Güneş, o meftun gözlerin odağını bulandıran,
Yakan ,kavuran, bildiren hayatı ve ölümü
Göremiyorsak eğer günesin olduğunu
O halde isyan
Betona ve taşlara,kemiğe ve tırnağa ve tel örgüler
ardındaki kente
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder